D grubunda ilk maçlar dün oynandı. Genelde beklenilenler oldu ama ben İsveç'in gruptan çıkacağını pek düşünmüyordum, o bakımdan benim açımdan biraz sürpriz oldu İsveç'in kazanması.
İspanya - Rusya dünkü İtalya maçından sonra bir başka güzel maçtı ve turnuvada tempo yükselmeye başladı. Yağmur altında çok güzel bir maç izledik. Rusya aslında güzel oynadı, iyi top yapıyorlar ve iyi pozisyonlar buldular ama Hiddink'in 2 Berezutsky ve liberoda Ignasevich ile klasik 3lü savunmasını tamamen değiştirmesi geri tepti ve Torres-Villa dalga geçti Rus savunması ile. Bir Hiddink takımını defansta bu kadar aciz görmemiştim.
Villa ilk maçtan krallığı aldı götürdü, 5 kesin yetiyor hatta 4 golle bile kral olunabilirken Villa büyük avantaj yakaladı krallık konusunda. Torres, Silva ve Xavi harikaydılar İspanya'da. Defans ise sakarlıkta sınırları zorluyor.
2.maçta müthiş ofansif(!) bir Yunanistan izledik. 5li defans gibi çok açık bir oyunu tercih eden ve 7 defanstan vazgeçen Rehhagel'i futbol adına kutlamak lazım(!).
Ağır olacak belki ama kapanırsın kapanırsın elin oğlu 90a sokar topu öyle mal gibi kalırsın ondan sonra. Rehhagel'in golden sonraki yüzünün hali görülmeye değerdi. Yunanistan geri düşünce oyunu çeviremedi doğal olarak, 5li defansı bozduğunu saha içinde farkedemeyen stoperler Dellas'ın sahada olduğunu düşünüp göbeği boşlayınca 2 de geldi, güzel de oldu.
Terim turnuva öncesi hücum futbolu kazanacak demişti. En azından ordan pay vermek lazım Terim'e. 2004'e göre daha ofansif takımlar ve daha güzel bir turnuva izliyoruz. Ofansif takımlar şu ana kadar malı götürenler oldu, böyle devam eder inşallah.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder