15 Haziran 2009 Pazartesi

Tatil


Uzun ve yorucu bir sezonu 15 gün önce bitirdik, iyi bir tatili hakettik. Bu akşam 1 haftalığına Kuşadası'na gidiyorum. 24 Haziran'da ise İstanbul'dan Bari'ye uçarak Avrupa turuna başlıyorum. Yine yeni şehirler, yeni insanlar, farklı kültürler, farklı tadları keşfetme yolculuğu olacak. Barcelona ve Roma gibi aşık olduğum şehirleri de tekrardan ziyaret edeceğim. Araya bir de 6 Temmuz'dan sonra 2-3 günlüğüne bir San Fermin Festivali macerası sığdıracağım bir aksilik olmazsa. Dönüş 26 Temmuz, herkese iyi tatiller, yazın tadını çıkarın.

Jet Fadıl


Jet gibi döndü Jet Fadıl, yanına kankası Alpay'ı da almış gelmiş. Piyasaya girişleri de jet gibi oldu tabii ki.

Siirtspor yönetim kurulu üyesi olan eski milli futbolcu Alpay Özalan, 1999'dan beri Siirtli olduğunu hedeflerinin her zaman büyük olduğunu söyledi. Özalan, "Siirtspor'u Süper Lig'e ve oradan da Şampiyonlar Ligi'ne çıkaracak bir iskelet kurma peşindeyiz. Her konuda bilgili ve tecrübeli bir hoca ile anlaşacağız" dedi.

13 Haziran 2009 Cumartesi

Furkan Özçal


3 Eylül 1990

Geçen gün Kayserispor yazısında biraz değinmiştim, şu ana kadar çok fazla adı gündeme gelmemiş olsa da ligin 2.yarısında ortaya koyduğu performansla ve geçmişi ile çok büyük gelecek vaat eden bir oyuncu Furkan.

İlk TSL maçı onun için kabus gibi başladı. İzleyenler varsa belki hatırlar, Adana'da oynanan Sivas maçının son dakikasında oyuna girmişti ve kısa bir süre içinde Onur Tuncer'e çok sert bir hareket yaparak kırmızı kart ile oyun dışı kalmıştı. O gün, oyundan atılan oyuncusunun başını okşadığı için Tolunay Kafkas'ı eleştiren pek çok yazar olmuştu ancak biraz futbol oynayan herkes kariyerindeki ilk maçına çıkan 18 yaşındaki bir oyuncunun bu heyecanının anlayabilirdi ki Furkan bundan sonra oynadığı 13 maçta sadece 1 sarı kart gördü. Ortasahada çift yonlu görev yapan ve devamlı ikili mücadeleye girmek zorunda olan bir oyuncu için çok iyi bir rakam.

Furkan yukarıda da dediğim gibi ortasahanın ortasında 2 yönlü oynayabilen, solak ancak her iki ayağını da çok iyi kullanabilen bir oyuncu. En büyük dezavantajı kısa boylu ve cılız bir yapıda olması ancak sezonun ilk yarısında hiç maça çıkmadan aldığı özel antremanlar ile bu özelliğini biraz geliştirdi, daha da geliştirmesi gerekiyor. Almanya doğumlu Furkan genç milli takımlarda oynarken kendisini takip eden Tolunay Kafkas tarafından sezon başında 1860 Münih takımından transfer edildi ve ligin 2.yarısında 14 maçta forma giyip 2 gol attı. Gelecek sezon çok daha önemli bir rol üsteleneceğini ve en geç 3 yıl içinde A milli takıma yükseleceğini düşünüyorum. Hem milli takımlar hem de klüp takımları için üzerinde durulması gereken bir yetenek.

Kondeferasyon Kupası 2009


Güney Afrika'daki Konfederasyon Kupası yarın başlıyor. 15 gündür futbol maçı izlememiş bünyem için güzel bir haber. Gelecek yıl Güney Afrika'da yapılacak finaller için güvenlik ve organizasyon endişeleri var o yüzden bu turnuva evsahibi açısından önemli sınav. Açıkcası turnuvanın sorunlu olup, finallerin Avrupa'ya taşınmasını istiyorum ulaşım açısından.

Finallerde gruplar arasında ciddi güç farkı var. A Grubu'nda İspanya, Güney Afrika, Irak ve Yeni Zelanda varken B Grubu'nda Brezilya, İtalya, ABD ve Mısır yer alıyor. B Grubu bariz daha zorlu bir grup. Finaller yarın başlıyor ve maçlar TRT'den canlı yayınlanacak. Maç programı;

14 Haziran 2009 Pazar
17:00 - 19:00 Güney Afrika - Irak (TRT1)
21:30 - 23:30 Yeni Zelanda - İspanya (TRT1)

15 Haziran 2009 Pazartesi
17:00 - 19:00 Brezilya - Mısır (TRT1)
21:30 - 23:30 ABD - İtalya (TRT1)

17 Haziran 2009 Çarşamba
17:00 - 19:00 İspanya - Irak (TRT1)
21:30 - 23:30 Güney Afrika - Yeni Zelanda (TRT1)

18 Haziran 2009 Perşembe
17:00 - 19:30 ABD - Brezilya (TRT1)
21:30 - 23:30 Mısır - İtalya (TRT1)

20 Haziran 2009 Cumartesi
21:30 - 23:30 Irak - Yeni Zelanda (TRT1)
21:30 - 23:30 İspanya - Güney Afrika (TRT1)

21 Haziran 2009 Pazar
21:30 - 23:30 İtalya - Brezilya (TRT1)
21:30 - 23:30 Mısır - ABD (TRT1)

Paolo Maldini


Paolo Maldini'yi Milan'dan başka bir takım için ter dökerken düşündünüz mü? Futbolu bırakmış olsa bile Milan'dan ayrılacağını düşünmüyordum ancak görünüşe göre Maldini gelecek sezondan itibaren farklı bir adreste çalışacak.

Maldini futbolu bıraktıktan sonra henüz Milan'da kendisine bir iş teklif edilmedi. Belki de Leonardo'nun oturduğu koltukta gözü vardı. Kaka'nın satılması ise onun takıma olan umutsuzluğunu biraz daha artırdı ki bunu "Kaka'sız şampiyon olmak sadece bir hayal" diyerek açıkca ortaya da koydu.

Ancelotti de durumdan haberdar olsa gerek, Maldini'yi Londra'ya davet etti. Cuma günü Ancelotti, Maldini ve Abramovich, Maldini'nin Chelsea'de neler yapabileceğine dair bir toplantı yaptılar. Ancelotti yanında bir İtalyan yardımcı istiyor ve çok iyi İngilizce bilen Maldini de bu iş için biçilmiş kaftan. Maldini'nin kısa bir süre içinde Chelsea'de asistanlığa getirileceğini düşünüyorum.

Mehmet Topuz Fenerbahçe'de


Topuz hikayesi bu gece itibariyel sonuçlandı. Tabii öyle bir transfer ki Topuz'u uçaktan bile kaçırabilirler. Aziz Yıldırım bugün Kayseri'ye gitmişti transferi bitirmek için ve dönüşte uçağa Mehmet Topuz'u da aldı. Topuz kağıtlar yetişirse yarın resmi imzayı atacak. Yıldırım Demirören bir kez daha kendini rezil etmeyi başardı.

Antonio Valencia


4 Ağustos 1985

Real Madrid ve Manchester United bir yandan Cristiano Ronaldo için görüşürlerken diğer yandan da başka bir oyuncu için kapışıyorlar. Özellikle İngiliz basını bu transferin üzerinde çok duruyor çünkü onlar Valencia'nın yarattığı etkinin farkındalar.

Antonio Valencia, Villareal'in Avrupa'ya gelmeden Güney Amerika'da keşfettiği oyunculardan. 2005'de transfer edip Huelva'ya kiraladılar, ancak o sezon Valencia çok da etkileyici bir performans ortaya koymadı. Ancak Valencia'nın kaderi 2006 Dünya Kupası'nda değişti. Ekvador başarılı bir turnuva geçiremese de oynadıkları göze hoş gelen futbol ve 21 yaşındaki Valencia'nın sağ kanattaki De La Cruz ile beraber uyumu ve etkili ortaları herkesin dikkatini çekti. Wigan önce kiraladı daha sonra ise satın alma opsiyonunu kullanarak Valencia'yı transfer etti.

Şu an Valencia için bahsi geçen fiyat 16 milyon pound civarında. İngiltere'de pound'un Euro'ya karşı güçsüz kalmasından dolayı kıtanın büyük kısmından oyuncu alımı konusunda tereddütü var klüplerin ancak iç piyasada dönecek para bolca var klüplerde. Dolayısıyla Valencia'nın yeni adresi Old Trafford olacak gibi görünüyor.

12 Haziran 2009 Cuma

Akdeniz Oyunları


Sezon biteli neredeyse 2 hafta oldu ancak milli takımlarda mesai devam ediyor. U-21 Milli takımımız geçen hafta deplasmanda Ermenistan'ı 5-2 geçerek 2de 2 yaptı ve yeni yapılanmada önemli bir başlangıç yaptı. Şu ana kadar bu U-21 takımının en dikkat çekici ismi de Deniz Yılmaz. Bayern'li oyuncu forvet ve forvet arkasında çok dikkat çekici işler yapıyor.

U-21'ler Ermenistan maçına hazırlanırken daha önce milli takımlara çağrılmamış oyunculardan oluşan bir kadro da İstanbul'da Azerbaycan ile bir hazırlık maçı yapmıştı. O maçın amacı da Akdeniz Oyunları için milli takımlara yeni oyuncular kazandırmaktı. O takımın yarısından fazlası gurbetçi oyunculardan oluşuyordu. Bugün Akdeniz Oyunları'na katılacak U-20 Milli Takım kadrosu açıklandı, kadroda 89 ve sonrası doğumlu oyuncular yer alabiliyor.

Kalede Altay'da çok iyi bir sezon geçiren ve harika bir Galatasaray kupa maçı oynayan Gökhan Değirmenci - ki dün de yazdığım gibi Kayserispor'a transfer oldu - ve Fenerbahçe'nin 3.kalecisi Fehmi Mert Günok var. Ben açıkcası 2.kaleci olarak Dardanel'de 2 yıldır devamlı oynayan ve genç milli takımlarda pek çok kez görev yapmış Ferhat Kaplan'ı bekliyordum.

Defans rotasyonu Almanya destekli olmuş. Sağ bekte daha önce Ümit Milli takıma da çağrılan Wehen'li Tunay Acar var, stoperde U-19'da geçen ay finallere gitme hakkı kazanan takımda önemli işler yapan Bursalı Serdar Aziz, Koln II'den dün Kayserispor'a transfer olan 89'lu Serdar Kesimal ve ilk kez milli takımlara çağrılan 90'lı stoperler Aachen'lı Barış Başdaş ve Duisburg'lu Semih Zorlu var. Sol bekte yine son dönemde Ümit Milli takıma ara ara çağrılan Kaiserslautern'li ( TFF'de Mainz olarak görünüyor takımı, yeni transfer olmuş olabilir, geçen sezon Kaiser'deydi) Hasan Ali Kaldirim ve yine U-19'da dikkat çeken ve devre arasında Fenerbahçe A Takımı'na alınan henüz 91'li Özgür Çek var. Özgür sol açık da oynayabiliyor.

Orta sahada 5 oyuncu U-19 Takımı'ndan kadroya alınmış.Kayseri'li 90'lı Furkan Özcal, Beşiktaş'lı 91'li Necip Uysal ve 92'li Orhan Gülle bu bölgede defansa yönelik oyuncular. Tabii Furkan topu da iyi kullanan çift yönlü bir ortasaha, onu ayrı bir yere koymak lazım. 90'lı Umut Sözen ve Tunay Torun yine U-19 takımı oyuncuları ve 2 solak oyuncu da forvet arkası oynuyor. Tunay aynı zamanda sol kanatta da görev yapabiliyor ki son Ermenistan maçında U-21 forması da giydi Tunay. Sol açıkta yine U-19'da parlayan ve gelecek sezon TSL'de ses getirmesini beklediğim, kişiliğine de kefil olabileceğim 91'li Eren Albayrak var. Eren U-19 Elit Round'da sol kanatta fırtına gibi esmiş. Sağ tarafta ise Manisa'dan 89'lu atlet Yiğit İsmail Gököğlan - Türkiye liglerinde gördüğüm en hızlı oyunculardan birisi, belki de en hızlısı, tekniği kısıtlı ama inanılmaz hızlı- ve Antep'de zaman zaman şans bulan, çabuk, kıvrak ancak yere atlamayı çok severen 89'lu Ahmet Arı kadrodalar.

Forvette çok fazla şans bulamayan ama yetenekli isimler var. St.Pauli'li 89'lu Ömer Şişmanoğlu düzenli olarak U-21 kadrosunda yer buluyor, 90'lı Onur Ayik da geçen ay U-19 takımı kadrosundaydı. Onur bundan önceki turlarda takımın forvetiydi ancak Elit Tur'da kadroya eklenen Sercan gibi bir yıldız olunca yedek bekledi genelde turnuvada, ama Onur da kıvrak bileklere ve sert şutlara sahip çok yönlü bir oyuncu, forvet arkası da oynayabilecek bir oyuncu. 3.isim ise bu sezon Bankasya'da 12 gol atan 89'lu Altay forveti Burak Çalık. Burak Altay'a gelmeden önce Erzincanspor'da çok iyi işler yapmıştı ancak onu ilk izlediğim günden beri Ahmet Dursun'a benzetiyorum. Çok çabuk ve fuleli bir oyuncu ancak her an herşeyi yapabilir. İnanılmaz bir gol de kaçırabilir hemen arkasından çok zor bir gol de atabilir. Ancak özellikle kenardan geldiğinde takıma enerji katan, maç boyu savaşıp, rakip savunmaları yoran değişik bir oyuncu Burak.

Akdeniz Oyunları 25 Haziran- 7 Temmuz arasında İtalya'da Pescara kentinde yapılacak. Açıkcası daha önceden haberim yoktu. 24 Haziran'da Bari'ye uçuyorum, 1 ay boyunca Avrupa Turu'nda olacağım. Pescara da Bari'den trenle 2.5-3 saat mesafede. Açılış törenine ya da milli takımın bir maçına gidebilirim, öyle olursa resimleri de eklerim.

U-19 Avrupa Şampiyonası 2009 Kuraları


U-19 Milli takımımız Elit Tur'da çok zor bir gruba düşmüştü, ancak özellikle Sercan Yıldırım'ın sürükleyici performansı ve orta sahada Furkan Ozcal-Tunay Torun'un oyuna kattığı kalite ile milli takımımız Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandı demiştik.

Finallere 8 takım kaldı ve 21 Temmuz-2 Ağustos tarihleri arasında Ukrayna'da düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası'nın grup kuraları bugün çekildi. Elit Tur'da da en zor gruptan çıkmıştı, finallerde de ölüm grubuna düştük.

A Grubu:

Ukrayna
Slovenya
İngiltere
İsviçre

şeklinde oluşurken B Grubu'nda şampiyonluk adayı 4 takım birbiriyle eşleşti.

B Grubu:

İspanya
Fransa
Türkiye
Sırbistan

şeklinde oluştu. Maçlar her zamanki gibi Eurosport'tan yayınlanacak. Finaller başlarken Avrupa Turu'nda olacağım ancak yine de şirket için detaylı raporlar yazacağımdan dolayı vakit bulursak buraya da Türkçe bilgiler yazmaya çalışırım. Elit Tur'daki Milli takım kadromuz yukarıdaki linklerin 2.sinde var. Son olarak bu takımın 1990 ve sonrası doğumlulardan oluştuğunu belirtelim de İsmail Köybaşı neden yok sorusu almayalım.

Sebastian Deisler


İyi topçuydu, hele Hertha Berlin'de parladığı dönemde sağdan bir aktı mı kimse duramazdı karşısında. Beckham'ın tüm magazinlerin, dergilerin manşetlerini süslediği dönemde Almanların Beckham'ıydı. Yakışıklıydı, müthiş frikik atıyordu, ortaları çok etkiliydi ve özel hayatı çalkantılıydı.

Bayern'e sakat geldi ve o sakatlığı yüzünden bir türlü beklenen performansı veremedi. Bir dönem özel hayatındaki sıkıntılardan dolayı bir klinikte depresyon tedavisi gördü, sonra futbola geri döndü, tam formunu yakalamışken ciddi bir diz sakatlığı ile 2006 Dünya Kupası'nı da kaçırdı, ondan sonra Deisler için hiçbir şey iyiye gitmedi. Yaklaşık 2.5 yıl önce de henüz 26 yaşında futbolu bıraktı.

11 Haziran 2009 Perşembe

Los Galacticos II: Resurrection


29 Mayıs'da başlığı atmıştım Ronaldo&Kaka diye ve " Sorun bu 2 transfer için gerekli finansman olabilir ancak bahsettiğimiz adam Florentino Perez, klüp de Real Madrid olunca bu sorunun kolayca ortadan kalkabileceği gerçeği ortaya çıkıyor." yazmıştım ama bu kadarını ben de beklemiyordum. Florentino Perez kaldığı yerden geri döndü transfer piyasasına. Messi ile beraber Dünyanın En İyi 3 Oyuncusu'ndan ikisini kadroya kattı, hem de rekorları alt üst ederek.

Los Galacticos II: Resurrection (Diriliş) koydum haberin başlığını. Aslında 2 Barcelona yenilgisi arası La Liga'da 18 maçta 17 galibiyet 1 beraberlik aldı Real Madrid ancak Mayıs ayı sonunda müzesine kupa götüremedi. Şampiyonlar Ligi tarihinin en başarılı takımı yıllardır çeyrek finalin ötesine geçemezken ezeli rakibi 2 kupa kazandı aynı dönemde. Real Madrid için diriliş yılı olabilir 2009, ancak kesin olan La Liga'nın müthiş zevkli geçeceği. Bu 2 oyuncuyu aynı takımda izlemek inanılmaz bir zevk olacak.

Kayserispor ve Genç Oyuncu Hamleleri


Kayserispor son günlerde Mehmet Topuz transfer rezilliği ile gündemde önemli yer işgal ediyor. Mehmet Topuz transferinde 3 tarafın da hataları var ve Kayseri bana göre en büyük hatayı yapan takım. Süleyman Hurma'nın bu transferdeki hatası ortada.

Ancak Kayserispor cephesinde Ümit Milli Takım'dan gelme Tolunay Kafkas sonrasında çok doğru adımlar da atılıyor. Öncelikle geçen sene Eren Güngör'ü kadroya kattılar ve çok fazla keşfedilmemiş bir stoperi hem Türk futboluna hem de A milli takıma kazandırdılar. Eren geçen sezonun en parlak genç oyuncu performanslarından birini sergiledi ve milli takımın göbeğinde oynadığı Avusturya ve Azerbaycan maçlarında hiç sırıtmadı. Abdullah Durak'ı devamlı oynar hale getirdiler. Abdullah da daha önce hiç adı duyulmamış bir oyuncuydu. Bence bu 2 isimi de geçebilecek ve A milli takım için ileride çok büyük katkı yapabilecek 1990 doğumlu Furkan Özcal'ı 1860 München'den sezon başında kadroya kattılar. Sezonun ilk yarısında 18'e alınmayan ve fiziğini geliştirmesi için özel antremanlara tabi tutulan Furkan ligin 2.yarısında çalışmalarının karşılığını aldı. Hepsi ligin 2.yarısında 14 maçta sahaya çıktı ve 2 gol attı. Henüz çok fazla dikkat çekmeyen Furkan'la ilgili tatile çıkmadan bir yazı yazmayı da düşünüyorum.

Bu günlerde de çok dikkat çekmese de Kayserispor çok akıllı transfer hamleleri yapıyor. Sezon içinde TSL'ye gelmesi gereken bir oyuncu olduğunu yazdığım Altay'ın ön liberosu Merter Yüce, yine Altay'ın kalecisi - ki transferini basından önce duyurmuştum - 1989'lu Gökhan Değirmenci, ile kadrolarını iyice gençleştirdiler. Ben aslında bu 2 transferi yazmak için başlığı açmıştım ki 2 transfer daha öğrendim. Kartalspor'un ligin 2.yarısında sahaya sürdüğü 1991 doğumlu pivot santrafor Yaser Hacımustafaoğlu ve Ümit Milli Takım kadromuza düzenli olarak çağrılan 1989 doğumlu Köln II takımı stoperi Serdar Kesimal ( fotoğrafdaki oyuncu) da Kayserispor'la resmi sözleşmeye imza attılar.

Bu transferlerin altında yatan isim Tolunay Kafkas. Tolunay'ın Ümit Milli Takım'dan takip ettiği, beğendiği isimleri takımın kadrosuna katma hamlesi çok doğru. Kayserispor'un Ertuğrul Sağlam döneminden gelen istikrarlı bir düzeni vardı. Bu seneyi kötü geçirdiler ancak bence onların geçiş senesiydi. Takımda Mehmet Topuz, Ragıp Başdağ, Aydın Toscalı, Mehmet Eren gibi artık hedeflerini kaybetmeye başlayan isimler vardı. Bu oyuncular - Topuz hariç - yavaş yavaş kariyerlerinin son dönemlerine yaklaşıyordu. Bunların yanısıra Aghahowa, Purovic ve Olembe transferlerindeki - hepsi Süleyman Hurma hamleleri - başarısızlık ve de takımın bir dönem Adana'ya taşınması, yeni stada geçiş döneme derken son yılların en kötü sezonunu geçirdiler. Bu yüzden daha istekli, hedefleri büyük isimlerle Eren, Furkan, Ali Turan, Merter, Gökhan, Serdar'ın yanına Cangele, Toledo gibi kaliteli yabancıları elde tutup 3 kaliteli yabancıyı daha kadroya katarak yeni stadlarında gelecek sezon çok daha üst sıralara oynayabilirler. Topuz'dan gelecek paranın bir kısmını transfere kullansalar - Valladolid'in 24 yaşındaki İsveçli forveti Henik Goitom ile her konuda anlaştıkları haberini aldım, bu sezon La Liga'da 12 golü var- çok iyi bir kadro kurabilirler.

94 Milyon Euro


Florentino Perez 1 haftada Galacticos'u kurdu. Kaka, Ronaldo. Villa da bitmek üzere. Barcelona da Etoo'yu göndermek için kendini kasıp, defansına takviye yapmazsa Real 1 stoper 1 ön libero transferiyle dengeyi lehine çevirir bence ki Perez'in daha kanatlara da takviye yapma isteği sürüyor. Kaka-Ronaldo-Villa. İnanılmaz bir forvet hattı oluyor.

Ronaldo bu kadar para eder mi? Bence eder. Kaka'ya göre çok daha fazla etti ancak Ronaldo'nun Kaka'nın ötesinde bir ünü var ve piyasanın en çok istenen oyuncusuydu.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Eriksson ve Şener


Samet Aybaba ile anlaşıldığı açıklanınca Şaka diye başlık atmış, çok şaşırmıştım. Yalan yok, aynı şaşkınlığı Eriksson ismi ortaya atıldığında da yaşadım. Sadri Şener geçen seneden bu yana çok önemli hamleler yaptı, stad, yeniden yapılanma, kombine konularında ancak Eriksson yarın imzayı atarsa hepsini aşmış olacak.

Kariyerinde Göteborg ile 1982 UEFA Kupası, Lazio ile 1999 yani son Kupa Galipleri Kupası Şampiyonluğu yine aynı yıl UEFA Süper Kupa Şampiyonluğu ve Benfica ile 1983'de UEFA Finali ve 1990'da Şampiyon Klüpler Kupası Şampiyonluğu olan bir hocanın heyecanı tavana çıkaracağı ve bu genç kadroyu ileri taşıyabilecek bir isim olduğu açıkca ortada.

Gündem


Yorucu bir sezon bittikten sonra son 10 gündür çok fazla internetle ya da futbolla haşır neşir olmuyorum. Özellikle haftasonundan bu yana tatil ayarlamaları ile uğraşırken blogu boşladık. Genel bir bakış atalım geçtiğimiz haftasonundan bu yana olan döneme.

* Topuz olayını 1.sıraya koymak istemiyorum. BBG, Kaynana&Gelin yarışmaları seviyesinde doğru gitti o transfer. Şu ana kadar yerel anlamda yılın olayı Riijkard transferi. Aslında Riijkard için daha uzun bir yazı düşünüyorum, vakit bulursam yazarım ancak kısaca Galatasaray'ın son yıllardaki en akıllı icraatı olarak nitelendirebilirim. Altyapı sistemi oturmuş, yeni stadına taşınmasına 1 sezon kalan Galatasaray için uzun vadeli plan yapabilme şansı. Kredisi de yüksek olacaktır, herşeyin toz pembe başlayacağını düşünmüyorum, çünkü Riijkard'ın oynatmaya çalışacağı futbol kolay değil, adaptasyon sancılı olabilir ancak uzun vadede bu hamle Galatasaray'a Atatürk Havaalanı'na bir Avrupa Kupası ile inme şansı getirir.

* Fenerbahçe Bilica ve Bekir'i alarak defansına önemli bir aşama kaydettirdi. Lugano tabii ki büyük kayıp ancak Bilica'nın onun açığını kapatabileceğini düşünüyorum. Edu'nun sakatlığında Bekir 11'e yerleşir ve yerini koruyabilir. Özer, İbrahim Dağaşan ve Topuz transferlerinde de sona yakın Fenerbahçe. Fenerbahçe açısından Aykut Kocaman-Daum işbirliği de çok iyi fikir ve onların da gelecek yıl çok daha güçlü olacaklarını düşünüyorum. Ancak 1 takım şampiyon olacak ve herkes çok önemli yatırımlar yapıyor bu sezon. O yüzden Avrupa Kupaları'ndaki başarı bütün takımlar için kilit rolde.

* Beşiktaş'da Denizli kaldı, Cisse gitti, Fink geldi. Topuz arapsaçı. Yıldırım Demirören sevimsiz konuşmalarına devam etti canlı yayındaki tartışmada ve sırf üslubu yüzünden çoğu tarafsız kişi Topuz'un Beşiktaş'a gitmesini istememiştir. Topuz'un bundan sonra bu baskı altında Türkiye'de çok başarılı olacağını düşünmüyorum, kendi kendini yaktı. Beşiktaş'ın adı sır gibi saklanan bir stoper alması büyük ihtimal. Kimilerine göre kötü gelebilir ancak bence doğru hamle ise Bobo'nun %90 7 milyon euro civarında bir bedelle Olympiakos'a gidiyor olması.

* Bizim tarafta ilginç işler oluyor. Başkanın kongre kararı ani bir sinirle ve egosundan kaynaklanan bir karar olsa da başkanın güven tazelemek için bu kongreyi uzun zamandır yapmak istediğini düşünüyorum. Aybaba olayına gösterilen tepkinin 1 gün önce İl Genel Meclisi'nde reddedilen yeni stad projesine gösterilmemesine çok kızmıştı başkan. Hoca konusunda büyük ilerleme var, bu haftasonuna kadar hoca belli olacak. Ben dün Times'da görmüştüm Eriksson-Trabzonspor haberini, inandırıcı gelmemişti ancak bugün başkanın da söylediği üzere maddi konularda anlaşma sağlanmış, Eriksson yardımcı olarak da Trabzonlu Tugay Kerimoğlu'nu kabul etmiş, bu akşam bir pürüz çıkmazsa yarın sözleşme imzalanabilir. Müthiş bir transfer olur bu da, Eriksson isminin Trabzonspor'a yıldız transferinde de önemli bir katkı sağlayacağı açık. Yerel basını anlamayacağı için fazla da stres altında kalmaz :)

* Taner Gülleri Kocaeli'ni kümede tutamadı ama kendi hayatını kurtardı. 1.600.000 TL yıllık ücrete İBB'ye imza attı. İBB de en önemli eksiğini tamamlamış oldu.

* El Yasa'nın Köln'e muhtemel transferini yazmıştım, henüz Türkiye'de değeri bilinmeyen isimlerden El Yasa. Daum'un Fenerbahçe'ye isteyebileceğini düşünüyorum ama sağ bek ve stoper alternatifleri Gökhan, Önder, Bekir olmasından dolayı lüks kaçar bu noktadan sonra. El Yasa'ya da İspanya'dan teklif var ama Bundesliga istiyor.

* Avrupa'da bombalar arka arkaya patlıyor. Gelecek birkaç gün çok hareketli geçmeye aday. Kaka'dan sonra Villa da bitti, imza şov ay sonunda. Yine Valencia'lı Silva da kısa süre içinde Real'li olacak. Chelsea Agüero ve Pato ikilisinde de sona yaklaştı. Milan bundan sonra veteran turnuvalarına katılır Pato ve Kaka'sız kadrosuyla. Barcelona Zlatan'ı bitirmek üzere, Etoo İtalya yolcusu. Ribery ise ilginçtir ama seneye de Almanya'da kalacak gibi, tabii kaçmazsa (!)

* Tabii büyük klüpler bu kadar hareketli yazlar geçirirken ve yerel piyasada da Şampiyonlar Ligi'nde yeri ve parası garanti Beşiktaş, dünyaca ünlü yeni hocaları ile Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzon da bu piyasadan yararlanabilir. Bugün arkadaşla ıskartaya çıkması muhtemel isimleri düşündük, müthiş bir liste çıkıyor ortaya.

Van Nistelrooy, Saviola, Morientes, Nihat, Trezeguet, Vieira, Shevchenko gibi isimler takımları tarafından yazın postalanacak. Çoğu kariyerlerinin son kontratına imza atacak ve bundan önceki çoğu örnekte gördüğümüz üzere para 1. tercih oluyor oyuncuların son kontratlarında.

6 Haziran 2009 Cumartesi

Transfer Piyasası


Gelmiş geçmiş en hareketli yaz transfer dönemlerinden birine şahitlik edebiliriz. Henüz resmileşmese de Kaka'nın Real Madrid'e transferi ile Avrupa'da taşlar yerinden oynamaya başlayacak. Fotoğraftaki 5 adam bu yazın en çok istenen 5 ismi ve en az 3 tanesi klüp değiştirecektir ki hepsi de gittikleri ve de ayrıldıkları takımın kaderini değiştirebilecek isimler.

Kaka transferinin zincirleme etki yaratması beklenebilir, dolayısıyla Milan'ın Kaka'dan gelecek parayla Adebayor ve Keirrison'a yönelmesi bekleniyor. Ancak Real Madrid'in sadece Kaka ile durmaya niyeti yok. Ronaldo, Ribery, Villa, Xabi Alonso, Fabregas ve Vidic'i istiyorlar ve bu oyunculardan en az 2 tanesini alacaklardır diye düşünüyorum, bazılarının yerine ise farklı isimlere yönelecekler.

Bunun yanısıra piyasada para harcayacak tek klüp de Real Madrid değil. Ultra zengin başkanları ile Manchester City hele ki hiçbir Avrupa kupasına katılamadığı bir sezondan sonra para musluklarını açacak. Barry'i alarak ilk hamleyi attılar. Onlar da Tevez, Eto'o, Villa ve Casillas gibi isimlerin peşindeler.

Benzer şekilde Chelsea de hocasını belirledikten sonra bu yaz için transfere ciddi miktarlar ayıracak klüplerden birisi. Kaka için Real Madrid'den bile iyi bir teklif yaptılar ancak zamanlamaları biraz kötüydü, transfer bitmişti. Agüero, Pirlo, Ribery ve Adebayor da yine Chelsea'nin listesindeki isimler.

Büyük global krize rağmen bu 3 takımın başlatacağı transfer akımı piyasayı canlandıracak ve çok hareketli bir yaz dönemi izleyeceğiz diye düşünüyorum. Ancak öncelikle bu klüplerin imzaları attırıp piyasaya nakit pompalaması gerekiyor.

5 Haziran 2009 Cuma

Topuz Savaşları


Açık konuşayım özlemişim bu transferleri. Eskiden her transfer sezonunda kaçırma, villada saklama, forma giydirme tarzı transfer olayları çok olurdu. Tuncay Şanlı ve Okan Koç'dan sonra bir de Mondragon transferinde baya olay çıkmıştı, onun dışında ben uzun zamandır bu kadar yılan hikayesinde dönen transfer hatırlamıyorum.

Mehmet Topuz'un gelecek sene kontratı sona eriyor ve kendisi de açıkca beyan ettiği üzere bu sene Kayseri'den ayrılacak. Dolayısıyla Kayseri de alabileceği maksimum fiyata Topuz'u satmak istiyor. Buraya kadar bir problem yok. Beşiktaş Mehmet Topuz ile görüşüyor ve kendi beyanıyla çocukluğundan beri "Beşiktaşlı" olan Mehmet Topuz ile anlaşıyorlar, hatta IMKB'ye Kayserispor'la görüşmelere başladıklarını bildiriyorlar.

Fenerbahçe de yeni kongreden çıkmış ve çıtayı yüksek göstermiş bir yönetimle Topuz'u kaçırmamak için Kayserispor'a Beşiktaş'dan daha iyi bir teklif yapıyor ve klubüyle anlaşıyor, ancak Topuz gönlünün Beşiktaş'ta olduğunu ve Fenerbahçe'de forma giymeyeceğini televizyon ekranlarından beyan ediyor.

"Öncelikle Mehmet Topuz'un bonservisi Fenerbahçe'de" diye bir durum yok, çünkü Bosman kuralları sonrası oyuncuların bonservisi diye bir kavram yok. Transfer için ödenen paralar "sözleşme fesih bedeli" olarak geçiyor, dolayısıyla Mehmet Topuz Fenerbahçe'ye imza atmadığı sürece Fenerbahçe ile Kayserispor'un anlaşmasının bir önemi yok. Ancak Kayserispor'la 2010'a kadar sözleşmesi olduğu için Kayserispor ile anlaşmadan Beşiktaş forması giymesinin de imkanı yok.

Mehmet Topuz ya rest çekecek, 1 yıl da Kayseri'de kalacak ve büyük ihtimalle kadrodışı kalacak. Kontratı bitince gelecek yaz Beşiktaş'a gelecek ya da Beşiktaş ile Kayserispor anlaşacak ki 2. ihtimal çok daha kuvvetli. Fenerbahçe açısından Beşiktaş'dan öte Mehmet Topuz'dan yenmiş bir tokat var ki Topuz'un Saraçoğlu ziyareti enteresan olacaktır. Fenerbahçeliler kendilerine gelmek istemeyen Topuz'a karaktersiz diyecek, Beşiktaşlılar ise gelmeden Fenerbahçe'ye golünü atan Topuz'u bağırlarına basacaktır. Kazanan ise öncelikle Kayserispor olur. Sonra da hem sağ iç hem sağ açık oynayabilen Türkiye'nin en istikrarlı oyuncularından biri Mehmet Topuz'u kadroya katan Beşiktaş olur.

Tahminim bu transfer kan davasına döner. Bundan sonraki dönemde Beşiktaş ve Fenerbahçe birbirlerinin anlaşmak üzere oldukları oyunculara transfer teklifleri yapıp satıcıları zengin edecektir. Bir süre sonra da 2 tarafın da zararlı çıktığını kabul edip barışacaklardır. Seviyorum bu transfer sezonunu.

Mustafa Sarp


5 Kasım 1980

Blogu takip edenler farkındadır. Scout yazılarımda genelde genç ve Anadolu takımlarında oynayan oyunculara yer veririm. Ancak bu yazı biraz Korkut Göze tadında Galatasaray'a transfer olan Mustafa Sarp'ı tanıtma amaçlı olacak.

Bloglarda dolaşırken bazı yanlış anlamalar gördüm, öncelikle altını çizeyim Mustafa Sarp katıksız ortasaha oyuncusudur. Direk bir ön libero da değildir, hücuma çıkmayı sever dolayısıyla tek ön libero oynarsa defansın önünü çok boş bırakır. Genelde 4-4-2'gin göbeğindeki 2 adamdan daha serbest olan oyuncu rolünde oynadı bugüne kadar. Şutlarının çok etkili olduğunu söyleyemem ama rakip ceza sahası içine doğru koşular yapar. Genelde Türk ortasaha oyuncuları bu tarz koşuları yapma alışkanlıklarına sahip değildir, Ayhan Akman bunu çok iyi yapar. Mustafa da rakip ceza sahasına etkili koşular yapabilen bir oyuncudur. Çok çalışkan ve koşan bir oyuncu olması yüzünden ön libero diye sınıflandırılsa da yukarıda da belirttiğim gibi aslında 2 yönlü orta saha oyuncusudur.

Galatasaray'da o bölgede rotasyonda Mehmet Güven'in ciddi zaman bulduğunu ve Ayhan'ın da giderek yaşlandığını düşünürsek Mustafa Sarp gibi tecrübeli ve kaliteli bir oyuncuyu serbestken almak akıllı bir transfer hamlesi. Şu an için alternatif oyuncu olarak gözükse de çalışkanlığı ile formayı alabilir Mustafa.

Etoo + 40 Milyon Euro


Her ne kadar resmi açıklama yapılmamış olsa da Kaka transferi %99 tamamlandı. Bu akşam Zidane da imzanın atıldığına dair bir açıklama yaptı. Doğal olarak transfer sezonu büyük bir bombayla başlamış oldu. Ronaldo, Ribery, Villa, Eto'o gibi isimler de bu yaz gündemi sıkça meşgul edecekler.

Ancak transfer piyasasında en büyük yankıyı yaratabilecek transfer Zlatan transferi. Barcelona inanılmaz bir takım yakaladı. Xavi-Iniesta-Messi 3lüsü bozulmadığı sürece bu dominasyonlarını sürdürebilirler. Ama eğer bu akşam başlayan görüşmeler mutlu sonla tamamlanır ve Zlatan'ı da kadrolarına katabilirlerse işte o zaman Real Madrid'e Kaka ve Ronaldo'yu beraber almak bile yetmez. Zlatan için Barcelona'nın 40 milyon euro teklif ettiği, Inter'in ise 70 milyon istediğinden bahsediliyor. Etoo'yu da bu transfere katarak 40 milyon + Etoo karşılığında Barcelona'nın bu transferi bitirme ihtimali var ki bence her 2 takım açısından da çok akıllı bir yatırım olur. Etoo büyük golcü ama şu an takımdaki tek sorunlu isim. Zlatan ise Serie A için motivasyonunu kaybetti ve Avrupa'da başarı hedeflenmezse bundan sonra kendisini aşacağını düşünmüyorum. Transfer sezonu bombalarla başladı, öyle devam edecek gibi görünüyor.

4 Haziran 2009 Perşembe

Şaka!!!


Şenol Güneş ile tamamen anlaşılmıştı ancak FC Seoul bırakmayınca gerçekleşmedi transfer. Bunun üzerine Ahmet Özen ile devam edilmesi gündeme gelmişti ki benim sıcak bakmadığım bir fikirdi ancak Samet Aybaba gerçekten dahice (!) bir fikir. Bülent Korkmaz da yeni boşa çıkmışken keşke Korkmaz'ı kaçırmasaydık bari dedirtecek bir hamle.

Aybaba takımlarının belli bir standartı vardır ancak Aybaba'nın her takımında oyuncularıyla arasında problem çıkar. Aybaba'ya göre 2-3 maç kazanan bir takımın arkasından takılmasının tek açıklaması vardır, "Takım şımarmıştır". Başka lafı yoktur. Altyapıdan oyuncu çıkarma konusunda cesurdur ancak çıkardığı oyuncuları bir süre sonra şımardı diyerek siler. En son örneği Soner Aydoğdu. Cumartesi'ne kadar başkanın aklı başına gelir diye ümit ederek bitirelim.

FIFA'nın Son Kararı


FIFA son toplantısında aldığı kararla bundan önce oyunculara A milli takım seviyesinde mücadele edeceği ülkeyi seçmek için verdiği 21 yaş sınırını kaldırdı. Böylece bir oyuncu eğer 21 yaşından büyük olsa dahi daha önce başka bir ülkenin A milli takımında forma giymemişse 2.pasaportundaki ülkenin milli takımında oynayabilecek.

Bugün Fatih Terim basın toplantısında da belirttiği gibi bu kararın çıkması yönünde FIFA'ya en çok başvuruda bulunan ülkelerin başında Türkiye geliyordu. Bu kararla daha önce başka bir ülkenin A milli takımında oynamamış pek çok oyuncuyu kadromuza katma şansımız doğuyor.

Bu konuda benim aklıma gelen ilk oyuncu Barış Özbek. Her ne kadar milli takım konusunda Barış Türkiye'yi seçebilecekken Almanya'yı seçtiyse de şu anda tekrardan A milli takıma kazandırılabilir. 2. aklıma gelen isim Ekrem Dağ. Ekrem Avusturya A milli takımına çağrıldı ancak ameliyat olacağı için kampa katılmadı. Bir sonraki milli maçlarda Türkiye milli takımına çağırabiliriz. Bir dönem milli takıma kazandırmak için çok uğraştığımız ancak FIFA'nın izin vermediği Önder Turacı da aklıma gelen bir başka isim. Aklınızda farklı isimler varsa yorum olarak bekliyorum. Şu anda başka ülkelerin U-21, U-19'larında oynayan oyuncuları yazmadım çünkü onların eski kuralla da Türkiye'yi seçme şansları vardı.

Edit: Turgay Bahadir (Kayseri)

3 Haziran 2009 Çarşamba

Kaka Real Madrid'de


Kaka 65 milyon euro'ya Real Madrid'de. Kaka da haftalık 175.000 euro alacak bu transerden. Serie A'da Kaka ve Zlatan dışında izlenilecek oyuncu kalmamıştı, Zlatan da ayrılsın hiç ilgilenmeyelim bundan sonra Serie A ile. Real Madrid adına kaybedilen itibarın kazanılması için önemli transfer. Calderon'un 3 yılda yapamadığını 3 günde yaptı Florentino Perez. Barca'nın karşısında durabilecek takımı kurmak için sıradaki hamle CR7.

2 Haziran 2009 Salı

Tilki ve Kürkçü Dükkanı


Christoph Daum eğer son anda bir pürüz çıkmazsa Fenerbahçe'nin yeni teknik direktörü. Ne kadar yeni olduğunu tartışmayalım. Denizli maçıyla apar topar gönderilen ve 3 yıllık istikrar çabası boşa giden Alman yeniden çok sevdiği Boğaz'a kavuşuyor. Dahi/Deli Alman'lı Fenerbahçe'nin bu sezondan daha kötü olmayacağını tahmin etmek çok da zor değil. Mehmet Topuz, Bilica, İbrahim Dağaşan ve Bekir İrtegün takviyeli kadronun en büyük problemi gittikçe güçlenen ve artık takıma zarar vermeye başlayan Brezilya lobisi olacak.

Ancelotti Chelsea'de


Çok önceden belliydi zaten. Ancelotti bugün itibariyle resmen Chelsea'nin menajeri oldu. Takıma daha fazla teknik katılması gerektiğini belirtmişti Abramovich'e, umarım bu yolda hamleler yapar. Ribery, Xabi Alonso ve Villa ilk transfer hedefleri olacak. Zhirkov transferi yakın zamanda sonlandırılacak. Bunun yanısıra çok fazla piyasaya düşmemiş olsa da Agüero için ciddi bir teklife hazırlanıyor Chelsea. Kaka rüyası da her zamanki gibi devam ediyor ancak ben Kaka'nın İngiltere yerine İspanya'ya gideceğini düşünüyorum. Hedef ise fotoğraftaki kupayı ilk kez Stamford Bridge'e getirmek.

1 Haziran 2009 Pazartesi

Pavel ve 2008/09


Maldini, Tugay, Figo ve Nedved. Efsane isimlerin futbolu bıraktığı sezon olarak akıllarda yer bulacak 2008/2009 sezonu. Bir de yıllar sonra çocuklarımıza anlatacağımız " Xavi-Iniesta-Messi'li Barca" ile. Harika bir sezondu futbolseverler adına. Euro 2008'de sıklıkla yazıyordum, 2004'e göre çok farklı bir turnuva olduğunu ve bu turnuva sonunda oynamak isteyenlerin başarılı olması sonucunda önümüzdeki dönemde daha zevkli, daha göz hoş gelen futbol izleyeceğimizi.

Hücum futbolunun yılı oldu, Barcelona rekorları alt-üst ederek 3leme yaptı. Manu EPL'de sallanmasına rağmen en iyi takım olduğunu kanıtladı. Liverpool belki sezon sonunda kupa kazanamadı ama akıllardan çıkmayacak Chelsea, Arsenal ve Real Madrid maçlarını oynadı. Chelsea'de Hiddink tam anlamıyla güveni sarsılmış bir enkazı az daha Barcelona'dan 180 dakika boyunca gol yemeyecek bir takıma dönüştürdü ve futbolda rakibiniz ne kadar güçlü olursa olsun onu yenmenin de bir yolu olabileceğini gösterdi.

Futbolu sevmek için yeni nedenler verdi bize bu sezon, Ağustos'a kadar da ara var şimdi. Şimdi başkanların ve menajerlerin terleyeceği transfer sezonu zamanı.

Ancelotti - Galliani - Abramovich


Ancelotti ve Galliani yaklaşık 8 yıldır beraber çalışıyorlardı. Fatih Terim'in kovulmasından hemen sonra göreve gelmişti Ancelotti, hatta mantıklı teoriye göre Fatih Terim'in altını oyan isimdi aynı zamanda. Ancelotti ile Milan 2 Avrupa Şampiyonluğu ancak sadece 1 Scudetto kazanabildi. Onu görevde tutan Avrupa'daki başarısıydı ancak Milan'ın bir türlü Inter'i yakalayamaması ve Ancelotti'nin aldığı daha iyi bir teklif sonucu bugünkü Fiorentina maçı sonrasında görevini bıraktı.

Ancelotti geçen hafta satışa çıkan "Preferisco La Coppa" adlı kitabında geçen yıl Roman Abramovich ile Cenevre ve Paris'de yaptığı 2 görüşmeden bahsediyor. Roman'a Chelsea'nin daha teknik isimlere ihtiyacı olduğunu söylediğini ve Ribery-Xabi Alonso'yu tavsiye ettiği yazıyor. Görünüşe göre Abramovich'in Ancelotti'nin fikirlerinden ve onun kupalardaki, özellikle Şampiyonlar Ligi'ndeki başarısından etkilenmiş.

Ancelotti önümüzdeki hafta resmen Chelsea'nin menajerlik koltuğuna oturacak. Daha önce de yazdığım gibi Chelsea, kökleri ve Londra'da yer aldığı konum açısından İtalyan ve Portekiz kökenine yakın. Klüp tarihinde özellikle İtalyan izlerine sıklıkla rastlanır. Ancelotti de uzun bir aradan sonra bu geleneği devam ettirecek. Abramovich'in Ancelotti'den isteği Chelsea'nin daha çok gol atan, daha hücumcu ve Avrupa'da başarılar kazanacak bir takım olması. Scolari'ye göre daha doğru bir seçim ancak Ancelotti'nin de hücum futbolu konusunda ün yaptığı söylenemez. Chelsea'nin şu an elindeki kadro da Abramovich'in rüyasını gerçekleştirecek bir kadro değil. Ancak eğer Ancelotti geçen sene Abramovich'e verdiği reçetedeki gibi takıma daha teknik, yaratıcı isimler kazandırabilirse Chelsea'de önemli işler yapabilir. Kötü başlayan sezon Hiddink'in sihirli değneğiyle bir anda değişti ve FA Cup kazanıldı, Şampiyonlar Ligi'nde Avrupa'nın en iyi takımına karşı bu sezonun en iyi 180 dakikası oynandı, final şansı ucu ucuna kaçırıldı. Ancelotti'nin bunu bir adım öteye götürmesi gerekecek. Hem de karşısında finalde ezilerek kaybetmenin hırsını taşıyan Manu, gittikçe daha güçlenen Liverpool ve Arshavin-Fabregas-Adebayor 3lüsü sağlıklı olduğu sürece herşeyi yapabilecek bir Arsenal olacak. İşi kolay değil, ancak Abramovich'in milyonları hizmetinde.