27 Eylül 2008 Cumartesi

Başarı İnanmakla Gelir


Bu maçın özeti buydu aslında. En iyi oyuncusu gitmiş takımın ilk golü yiyene kadar oynadığı futbol 5 haftalık dönemin tartışmasız en iyisiydi. Sağlı-sollu geldi takım, her topa 2 kişi atlıyordu. Antalya orta sahayı ilk geçtiğinde Djehoua ile güzel bir gol attı, bu Yattara olayından aklı karışık tribünleri de ters etkileyince genç takım 10 dakika kadar sallandı ama sonra tam oyuna geri gelmişken gelen beraberlik golü heyecanı yerine getirdi.

2.kez yenik duruma düşüp maçı çevirmek kolay iş değil, bunun kilidini çözen duyguyu ilk düdükten son düdüğe kadar inanmışlığın ve açlığın vücut bulmuş haliyle Egemen'de, kaptan Hüseyin'de ve Colman'da görmek mümkündü.

Song özellikle ilk yarıda kötüydü, 2.yarıda toparladı ama bu bölümde Antalya hiç atak yapmadı. Colman geldiğinden beri en iyi maçını oynadı, çok istekliydi her topu aldığı defansın önünde Selçuk'a göre daha çok sorumluluk aldı. Selçuk maç boyu etkisizdi ama 87de Gökhan'a yaptığı asist harikaydı. Gol atmalarına rağmen 2 forvet de etkisiz kaldı aslında, Antalya iyi kitledi. Isaac ilk yarı sağda baya canlıydı ancak 2.yarıda nedenini anlamadığım şekilde sola çekilince etkisiz kaldı, sağdan Serkan'ın önünü açmak istedi sanırım Yanal ama bunun işe yaramadığı görülünce vazgeçebilirdi.



Antalya izlediğimiz 3 maçtaki en defansif oyununu oynadı. Galatasaray ve Beşiktaş karşısında daha çok etkili pozisyonlar bulmuştu, burada forvet arkası oynayan sene başında Bayern Münih kampında denenen ve goller atan Ngwenya'nın yokluğu önemli rol oynadı.

Defansdaki hatalara biraz daha dikkat edilmeli ilerleyen haftalarda, Konya'da kritik bir viraj var şimdi haftaya. Oradan hasarsız şekilde Sami Yen'e gidilebilirse ofansif Galatasaray'a ilk dersi verecek takım Trabzon olabilir.

Hiç yorum yok: