15 Aralık 2008 Pazartesi

15. Hafta Sonrası

Haftanın özeti aslında yukarıdaki resimle belirlendi. Ligin son 7 sırasındaki takımlar maçlarını kaybetti. 10. ve 11.sıradaki Eskişehir ve Konyaspor berabere kaldılar. İlk 9 sıradaki takımların 8i kazandı, tek kaybeden lider oldu o da haftanın en ağır darbesini yiyen takım oldu.

Trabzon çok iyi oynamadı ancak 2.yarıda oyunu tek kaleye çevirdi. Ersun Yanal'ın takımı olmanın verdiği en büyük artı bu, fizik gücü çok yüksek takımlar oluyor Yanal takımları. Oyundan asla düşmüyor ve rakibe fizik gücüyle üstünlük kuruyor. Bursa yoruldukça Trabzon köşeye sıkıştırdı rakibini, son pasları atacak isim olmayınca açmakta zorlandı kilidi ancak yine de galibiyeti hakedecek kadar pozisyonlar buldu. Sonuçta beraberlik de geldi ama bu senenin en formda ismi yardımcı hakemler (!) sayesinde 2 puan gitmiş oldu.

Galatasaray cephesinde ise 3 Ankara takımından peşpeşe yürüye yürüye alınan 9 puanla yaşanan dirilişin son perdesi vardı. Ankaraspor dışındaki bütün Ankara takımları zaten "vur kafasına al lokmasını" tipinden kolayca yenilebilen takımlar olduğu için hiç zorlanmadı Galatasaray. 270 dakikada 30 dakika civarında kapasiteleri kadar oynamaları yetti Galatasaraylıların. Bu arada sene başında çok fazla yaygarası yapılan suni çim'in faydaları da kış geldikçe ortaya çıkmaya başladı. Suni çim olmasaydı buzla kaplı bir zeminde oynayabilirdi Galatasaray o maçı ancak onun yerine halı saha gibi bir zeminde oynadılar ve gözlerin pasını silen müthiş golleri atabildiler. Haftaya Kewell'in eksikliğinde Barış'ın orta sahaya monte edilmesi ile çok sağlam bir ortasaha ile çıkabilecek derbiye Galatasaray.

Beşiktaş'ın rakibi de geçen hafta Galatasaray'dan darbeyi yemiş, forveti Sergen'in son dönemlerini bile aşmış derecede şişen Mehmet Yılmaz'a kalmış bir Ankaragücü karşısında hiç zorlanmadı Beşiktaş. 1-0lık skorun arkasında özellikle Nobre'nin inanılmaz gol kaçırma performansı etkili oldu, benzer şekilde Holosko da rahatlıkla hat-trick yapabileceği bir maçı kaçırmış oldu. Gökhan Emreciksin Ankaragücü formasıyla İstanbul'daki son maçında kendini göstermek için biraz da bencil oynayınca hiç etkili olamadılar zaten, tek tehlikeleri Beşiktaş korner atarken dönen topta yakaladıkları kontra ve Gökhan'ın direkten dönen füzesi. Derbi öncesi sakatlık problemlerinin olmaması da ayrıca avantajları.

Fenerbahçe, Kiev'deki kişiliksiz futbolun ardından yine rahat tempoda kazandı. Bu sene Saraçoğlu'na gelen takımlarda saçma sapan kart görme hastalığı başladı. Sezon başında İBB ve Gençlerbirliği aptalca kartlar görerek ekmeğine yağ sürmüştü Fenerbahçe'nin, aynısını Volkan Arslan da yaptı. Direk kırmızı olması gereken pozisyonda 2.sarıdan atılarak maçı orada bitirdi. Djehoua 1-1e getirse bile durumu Antalya'nın kadrosundaki 4 as orta saha oyuncusunun 1i cezalı, 1i maçın başında sakatlanmış, 1i de kırmızı kartla atılmış haliyle direnecek gücü kalmamıştı.

Sonuçta Almanya ya da İspanya'da gördüğümüz zaman gıpta ettiğimiz bir tablo oluştu 15 hafta sonrasında. Lig lideri ile 6.sıradaki takım arasında sadece 3 puan fark var, devre arasında 1 forvet alıp gol sorununu çözdüğü takdirde bu grubu rahat bırakmayacak Kayseri ve eğer Tabata'yı kadroda tutup devre arasında başkanın dediği gibi 2-3 isimle kadroyu genişletirse Antep de sezon sonuna kadar yarışta kalacaktır. 5 takımın Avrupa Kupaları'na katılacak olması herkesin iştahını kabartacak.

3 yorum:

Arkhe dedi ki...

O kadar ilacı ben de alsam benim de 90 dakika durmadan koşarım. 2. devre Trabzonspor'lu futbolcuların yaşayacağı sakatlıklar ve takımdaki form düşüklüğü olursa ilk yarı performansının bir Ersun Yanal klasiği olduğunu tekrar görmüş olacağız..

http://stereocipolla.blogspot.com/

papaz dedi ki...

ilk 10 hafta sonra da düşüş yaşamasını bekledi herkes takımın ki sezona iyi başlayan çoğu takımın yaşadığı düşüş hafif oranda yaşandı.

Ama Ersun Yanal'ın bilimsel antreman programları bundan önce çalıştırdığı takımlarda da sakatlıkları minumuma indirmişti.

Ersun Yanal'ın çok iyi bir taktisyen olduğunu ben de düşünmüyorum ancak müthiş bir kondisyoner.

Arkhe dedi ki...

Benim de duyduğum ve bildiğim o kondisyonerlikte bazı destekleyici maddelerin de faydası olduğu. Çok anormal değil, bunu tercih eden çalıştırıcılar her spor dalında var.