3 Ağustos 2009 Pazartesi

Süpper Kupa


Süper kupa geleneği olmayan ülkelerde zorlamayla oturmuyor işte. İlk önce Almanya'daki gurbetçilere sezon başında büyük takım izletmek amacıyla başladı kupa ancak gurbetçiler rahat durmayınca Almanya Federasyonu ülkesinde bundan sonra böyle maçlara izin vermeyeceğini belirtti, sonunda İstanbul'un en mükemmel konumulu (!) stadına alındı Süper Kupa finali. 2 takımın taraftarlarının da bu stada gitmeye alışık olmamaları, maçın saçma şekilde Pazar akşamı saat 21:00'a konulması ile yarısı dolu tribünler önünde böyle bir final izledik.

Klasik 2 takımdı hazır geyiği dışında maçın bize gösterdiği belli noktalar vardı. Maçın hakkı bariz beraberlikti. Sivok'un çocukca hatası maçı Fenerbahçe'ye verdi, futbolun hatalar oyunu olduğunu bir daha gösterdi. Holosko hamlesini daha önce bekliyordum Denizli'den. Çok kötü oynayan Bobo yerine 60'da girse çok daha yararlı olurdu diye düşünüyorum.

Öncelikle Honved maçı çok ciddi bir sınav değil, ama o maçta da sinyaller gelmişti. Fenerbahçe'nin acil stoper ihtiyacı var. Önder çok sırıtıyor ve Fenerbahçe defansın arkasına çok oyuncu kaçırıyor. Edu ve Lugano'nun kademe anlayışından zerre eser yok. Edu'nun 3 ay sonraya yetişme ihtimali varmış ancak Fenerbahçe acil oyuncu arıyor. Lugano da haber bekliyorlar.

Yeni isimlere gelirsek; Bilica Sivas'ta bıraktığı yerden. Top kullanabilen ve topla hücuma çıkabilen nadir bulunacak bir stoper, eksiği ya da zayıf noktası riskli hamleleri. Zor pozisyonlarda Song ya da Lugano gibi ölümüne hamle yapıyor, saniye geç kalsa kırmızı kart görme ihtimali çok yüksek. Christian'ı dünkü maçta beğendim, sahanın en iyilerindendi. 0-0 bitse benim maçın oyuncusu adayımdı Ernst ile beraber. Tabii bunda sahada fizik olarak en hazır 2 oyuncudan biri olmasının da etkisi vardı. Dos Santos tutuktu, önünde oynayan Erhan fazla çıkmadı, zaten savunmasıyla öne çıkan bir oyuncu. Ama teknik kapasitesi çok üst düzeyde, uyum sorununu çözdüğünde çok yararlı olacak gibi duruyor.

Beşiktaş'da fiyat olarak çok pahalı bir transfer olsa da alınması çok gerekli olan İsmail yılın transferi bence. Hücum özellikleri çok üst düzeyde - ki geçen sene sol bek oynamaya başlamış bir oyuncu, daha önceden forvet arkası oynuyordu - ve top tekniğiyle milli takımda Hakan Balta'ya da alternatif bir solbek geliyor. Balta defansif, İsmail ofansif özellikleriyle 2 farklı alternatif olacaklar. Ferrari yer tutma ve müdahele konusunda başarılı ancak adinin aksine ağır. Sivok'la beraber problem olabilirler, Toraman orada sanki daha iyi olabilir diye düşünüyorum. Sivok'un ise yine orta sahada Ernst'e partner olması Beşiktaş'ın 6 yabancı problemine de çözüm getirecektir Fink'in kulubeye gitmesiyle.

Nihat'ın hem fizik olarak zamana ihtiyacı var hem de 2 büyük ameliyattan sonra eski formunu bulacağını düşünmüyorum. Zaten 8 yıl önce 22 yaşında 5 milyon euroya sattığın oyuncuyu 30 yaşında tekrar 5 milyon euroya satın almanın da ayrı bir ticari zeka olduğunu eklemek lazım.

Beşiktaş için geçen seneden daha zor bir sene olacak. Özellikle Avrupa-Lig fikstürlerinde zorlanacaklardır. Denizli'nin taktiklerinin Avrupa'da eldeki kadro yapısıyla problem yaratabileceğini düşünüyordum ancak Porto ve özellikle Lyon maçlarında beğendim Beşiktaş'ı yine de soru işaretleri var kafamda.

Sonuçta beraberliğe kitlenen maçın kaderi Sivok'un hatasıyla değişti ve kupa geçen yılı kabus gibi geçiren Fenerbahçe'ye ilaç ve moral oldu. 5-1'lik Honved maçıyla hava yakalayan Fenerbahçe de sezona iyi bir giriş yapıyor ancak daha çok eksikleri olduğunun altını çizelim.

Hiç yorum yok: