6 Eylül 2009 Pazar

Turkiye: 4 Estonya: 2


Sahaya çıkan kadro çağrılan Milli takımın çıkarabileceği en iyi kadrolardan biriydi. Tek eleştirim sağda Kazım'ın yerine Hamit'le başlanması, orta sahada defansif görevleri yapması için Ceyhun'a görev verilmesi şeklinde olabilirdi ancak Kazım'ın da sezon başından beri Fenerbahçe'de ciddi bir ilerleme gösterdiğini ve formda olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir. Buna rağmen Kazım oynadığı sürede milli takımın en başarısız ismiydi. Kötü oynamasının yanı sıra Gökhan Gönül'ün de çıkışlarını engelledi, sağ çizgiye çok fazla yapışık kaldı.

Beklenmedik bir gol yiyerek başladık. Hamit'ten beklenmeyecek bir pas hatası sonucu savunma oturmadan golü yedik. Ancak milli takımın şu anki en büyük artısı kadroya iskeleti sağlayan Galatasaray ve Fenerbahçe'nin sezona ciddi anlamda iyi girmeleri ve erken sezon açmaları dolayısıyla fiziki açıdan da üst düzeyde olmaları.

Emre'nin ortasahadaki baskılı oyunu ve Hamit'le beraber top kullanmadaki kaliteleri ile kısa zamanda oyunu rakip sahaya yığdık. Sağ tarafta hiç çalışmazken solda harikalar yaratan bir Arda vardı. Arda'da biraz durmak lazım. Arda için 2 sezon önce Lincoln'ün ilk geldiği dönemde Feldkamp tarafından kulübeye çekildiğinde şımardı, cızardı eleştirileri başlamıştı ancak 2008'in Ocak ayından başlayarak müthiş bir çıkış var Arda'da. Önce 90 dakika oynamasını öğrendi, sonra bazıları kilo aldı dese de bana göre vücudunu güçlendirdi ve sırtı dönük oyunda daha etkili olmaya başladı. Euro 2008'le güven sorununu ortadan kaldırdı ve Galatasaray kaptanlığını da alınca bambaşka bir oyuncu olmaya başladı. Türk futbolunda bu kadar kolay adam geçen oyuncular daha önce de geldi ( Sergen, Yusuf ) ancak bunları hiçbiri Arda gibi oyun disiplini içinde oynayamıyordu. Arda bu ligin en iyi oyuncusu benim gözümde ve bu sezon sonunda Avrupa'da reddedemeyeği bir teklif geleceğini düşünüyorum, hele ki milli takım finallere giderse Arda için çok büyük klüplerin devreye gireceğini düşünüyorum.

Maça dönersek; milli takım genel olarak hücum anlamında çok iyi bir oyun ortaya koydu. Uzun boylu Estonya savunmasına topu fazla havaya kaldırmadan, teknik ayaklarla sonuca gitti. Tuncay Şanlı, geçen sene müthiş bir Avusturya hazırlık maçı oynamıştı, o maçtaki performansına benzer bir performans sergiledi. Middlesbrough ya da Stoke City, ne olursa olsun Tuncay'ın futbolundaki bu ilerleme EPL'nin, Manu'ya, Chelsea'ye, Liverpool'a karşı devamlı oynamanın etkileri.

Sercan'ın ilk ciddi milli sınavıydı. Daha önce 2 kere hazırlık maçlarında oynamış ve etkili olmuştu. Uzun boylu savunma arasında kaybolması beklenebilirdi ancak Sercan çabuk ayakları ve dar alandaki hızıyla rakip savunmayı çok yıprattı. Sercan'ın çıkışları da Güiza gibi çok kaliteli ve 1.sınıf. Eğer takımda Alex gibi ona zamanlamalı pas atacak bir oyuncu olsa Sercan bu çıkışları ile çok gol atar. Hem Ukrayna hem de Estonya maçlarında Sercan santrafor arkasında Tuncay oynarken 7 gol attık, umarım Çarşamba akşamı Terim Nihat'a dönmez.

Bosna'yı Ermenistan karşısında Spormax'de izledim. Dzeko başımızı çok ağrıtacak ancak savunmaları Ermenistan karşısında çok açık verdi. Ermenistan'ın yeteneksiz ve beceriksiz ayakları hücum bölgelerinde çok etkisizdiler ama aynı pozisyonları bize verirseler o maç farklı biter, aynısı bizim takım için de geçerli. Çarşamba akşamı iki takım da çok daha disiplinli oynayacaklardır. Ben milli takımdaki - zorunlu Gökhan Zan değişikliği dışında - tek değişikliğin Hamit'in Kazım'ın yerine sağa çekilip, Ceyhun'un 11'de ön libero olarak başlaması gerektiği olduğunu düşünüyorum. Ceyhun'un hava toplarındaki etkinliği de hem duran top savunması hem de hücumu açısından milli takıma artı olacaktır.

1 yorum:

Her Yol Roma dedi ki...

Bakalım Bosna-Hersek'in şu hücum adamlarına karşı nasıl savunma yapacağız??

http://heryolroma.blogspot.com/2009/08/bosna-hersek-hucum-hatt.html