Santralara bakmak pek adetim değildir, dolayısıyla ilk golü kaçırdık. Direk bir Türkiye-İsviçre maçı beklentisi oluştu ben de. Meira sezon başından beri yaptığı hatalara devam etti. Servet'siz Galatasaray'ın önümüzdeki 2 aylık dönemde böyle hatalı goller yemeye devam edeceğini düşünüyorum.
15-20 dakika sonra kendine geldi Galatasaray. Bordeaux şanssız bir gol atıyordu kendi kalesine, üst direk dengeledi durumu. Devreye doğru tempoyu yükselten Galatasaray Arda ve Kewell'in güzel golleriyle soyunma odasına önde girdi. Arda ve Ayhan'ın sürüklediği Galatasaray'da Kewell ve Barış da ilk yarının etkili isimleriydi. Lincoln kötü oynarken Barış'a verdiği pasla 1.golün gelmesini sağladı.
2.yarıda Bordeaux ortasahası tamamen kayboldu ve 70e kadar Galatasaray çok iyi pres yaparak oyunun kontrolünü eline aldı, bu süreçte maç 5e gidebilirdi ancak Lincoln, Arda, Baros 3lüsünün iş artık bitti havasına girip rakibi küçümseyerek şova kaçmaları sonunda çok ağır bir sonuca yol açıyordu. Ayrıca bu dönemde Bülent Korkmaz, Nonda ya da Karan'ı Baros'un yerine alıp taze bir kan sokmuş olsa 4.gol gelebilirdi.
Ondan sonra hepimizin gördüğü basit defans hataları ve Arda önderliğinde ayağa kalkan ve maçı bırakmayan Galatasaray'ın. Sabri'nin düzgün şutu da Galatasaray'a hakettiği turu getirdi. Yeni rakip Hamburg da Bordeaux gibi çok tehlikeli hücum silahlarına sahip ancak defanslarını beğenmiyorum. Servet de yetişmeyince 2 maç da çok gollü olur diye düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder