24 Şubat 2009 Salı

Alev Alev


Haftanın olayı başlığın da ifade ettiği gibi ligin alev almasıdır. Tablonun dibindeki takımlardan Antalya hariç herkes kazandı - ki Antalya da aynı bölgedeki Konya ile oynamıştı -. Hem de rakip tanımadı bu takımlar. Hacettepe Ankaraspor'u, Kocaeli Galatasaray'ı, Ankaragücü İBB'yi, Denizli Trabzon'u, Konya Antalya'yı yendi ve ligi tamamen birbirine kattılar. Bu keşmekeşten Beşiktaş ve Sivas müthiş karlı çıkarken haftanın en zararlı ekibi de Antalyaspor oldu. Altında üstünde bütün takımlar kazanırken yerinde saydı Özdilek'in takımı.

Haftanın olayı evinde Campbell'in hat-trick yaptığı maçta Trabzonspor'a 5-3 yenildiği maçtan 10 yıl sonra tarihinde 2.kez 5 yemesi oldu. Hem de ligin dibindeki Kocaelispor'dan. Hem de ilk 11'indeki 7 oyuncusu Ocak ayında transfer olmuş, defans 4lüsü tamamen yeni baştan kurulmuş Kocaelispor'dan. Skibbe'nin kellesi de gitti bu yenilgi sonrasında ki Skibbe'yi özellikle sezon başında çok eleştirmiş olsam da, Pazar günkü mağlubiyette en büyük suçlu olduğunu düşünmüyorum. Burası Türkiye, Baros o penaltıyı atsa, en kötü ihtimalle maç berabere bitse ne 3lü savunma, ne Bülent Korkmaz konuşuyor olacaktık çünkü. Maçın suçlusu sahaya biz bu maçı her türlü kazanırız anlayışıyla çıkan ve sene başından beri devam eden maç seçme alışkanlığından vazgeçemeyen futbolculardır. Futbolculara ceza verilmemesinin nedeni de Perşembe günkü Bordeaux maçıdır diye düşünüyorum, eğer o maçta - ki Servet de yokken benim umudum yok - kötü bir skor alınırsa oyunculara da ceza gelecektir diye düşünüyorum.

Trabzonspor 2 haftadır sinyali veriyordu, kazayı içeride yaptı. Futbolun istatistik olmadığını, sahada oynandığını, ligin en kötü deplasman takımı Denizli bir kez daha gösterdi. Ersun Yanal'ın Hüseyin'in yokluğunda Ceyhun'u yedek kulübesinde tutup ön liberosuz takımını sahaya çıkarması da yenilginin en önemli nedenlerinden biriydi. Bu arada devre arasında gelen Angelov-Bangoura 2lisi ve eldeki Roberts ile Denizli'nin çok canlar yakacak bir hücum hattı oluşturduğunu da yazmalıyım.

Haftayı kayıpsız geçen bir diğer takım Fenerbahçe ise Ankara'da suni çimdeki 4.maçında 2. galibiyetini alamadı. Bazıları Fener hiç kazanamadı yazsa da kupada bu sahada Ankaragücü'nü geçtiğini hatırlatmalıyım. Aslında Fener iyi başlamıştı ancak şanssız bir gol yediler, ondan sonra hiçbir reaksiyon veremediler, morallenen Gençler Aybaba'nın 1 hafta boyuncu çalıştırdığı sekilde ( As forveti Kahe'yi kulübeye çekip, Djite ve Mustafa gibi 2 hızlı oyuncusunu 4-2-3-1 ile sahaya sürdü) orta sahada kazandığı toplarla çabuk çıkınca Fenerbahçe'yi dağıttı. Daha rahat kazanmaları gereken bir maçtı.

Haftanın en karlıları Beşiktaş ve Sivasspor oldu. Beşiktaş cephesinde alınan farklı skorun yine ilüzyonlara sebep olduğunu düşünüyorum. İyi oynamadıkları maçta 5 dakikada attıkları 2 golle oyunun kontrolünü ellerine aldılar, ilk yarıda Denizli'nin ilk maçında Ankara'da Gençlerbirliği karşısındaki 3-1lik galibiyet de aynı havaya sokmuştu Beşiktaş'ı. Hala defansları güven vermiyor ve Delgado döndüğü zaman 2 forvetle oynamaları çok zor.

Sivas ise belki de sezonun en kötü futbolunu oynadığı maçta zor da olsa kazandı. Hem Sivas hem Beşiktaş bu hafta hakem şansını yanlarında fazlasıyla hissettiler. Gaziantep ve Eskişehir lehlerine verilmeyen penaltılar maçların dönüm noktası oldu. Kamanan gollere devam ediyor, Bülent Uygun da diğer takımlarda parlamamış isimleri parlatmaya. Murat Erdoğan hem sol iç hem de forvet arkası oynayabilme özelliğiyle Sivas için çok iyi bir seçim. Hem takımın mücadeleci yapısına uygun hem de teknik bir oyuncu. Kadro içinde alternatifleri Kamanan ve Murat Erdoğan transferleriyle çok arttı.

Geride 13 hafta var ve 5 takımlı bir şampiyonluk yarışı devam ediyor. 9.sıradaki Gaziantep 5.olup UEFA'yı gitmeyi hedeflerken, 10.sıradaki İBB küme düşme hattının sadece 4 puan üzerinde. Birleşme dedikoduları nedeniyle kafası karışık ve kupayı düşünen Ankaraspor dışında tüm takımlar bir hedef peşinde koşuyor ligde ve kalan 121 karşılaşma herşeye gebe. Yıllar boyu unutulmayacak bir sezon finaline doğru gidiyoruz.

Hiç yorum yok: